“Bu bienal tatlı, olgun meyvelerle kaplı ulu bir ağaç olmak yerine kuşların uçuşundan, bir zamanların bereketli denizlerinden, yerküreyi yavaşça yenileyen ve besleyen kimyadan bir şeyler öğrenme arayışında. Belki bu bienal büyük bir toplanma ya da tek bir zaman ve mekânda yapılan planlı bir buluşma değil, bir dağılma, gözden uzak bir mayalanmadır. İplikleri bir araya gelir, çoğalır, ayrılır, gürültülü bir zirveye ya da nihai bir düğüme ulaşmadan yer yer kesişir. Bırakın bu bienal de kompost olsun. Vaktinden önce başlayabilsin, bittikten çok sonra da devam edebilsin.”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 1987’den beri düzenlenen ‘İstanbul Bienali’ şehrin dört bir yanında alışılmışın dışında bir sergi deneyimi yaşatmak için 17 Eylül’de kapılarını izleyicileri için açtı. Bienal, “Sanatla Değiş, Dünyayı Dönüştür” söylemiyle 17 Eylül – 20 Kasım tarihleri arasında pazartesi günleri hariç ücretsiz olarak keşfedilebilir. Açılış haftasına özel olarak, 19 Eylül Pazartesi günü tüm bienal mekânları açık olacaktır
Bienalin küratörleri Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh olurken, seçkilerinde yalnızca güncel sanatçıları değil birbirinden farklı alanlardan profesyonelleri de görüyoruz. Bienal keşfi yalnızca gezilen sergi alanlarından oluşmuyor, 50’den fazla farklı projeyle de çok yönlü bir deneyim sunulacak.
Katılımcılar arasında sanatçı, düşünür, yazar, şair, araştırmacı, mimar, radyo programcısı, balıkçı, aktivist, stand-up komedyeni, şef, etnomüzikolog, ornitolog, deniz bilimci, kukla ustası ve müzisyenler de bulunuyor.
Çok yönlü bir katılımcı seçkisi yapılırken aynı zamanda seçilen sergi ve proje mekanları da geleneksel sergi mekanlarının dışında alanları da içeriyor. Bienal, Beyoğlu, Fatih, Kadıköy ve Zeytinburnu’nda yer alan 12 ana sergi mekanının dışında şehrin bir çok bölgesine yayılan 50’yi aşkın kitapçı, sahaf, hastane, huzurevi, kafe, metro durakları ve bir radyo istasyonunda izleyicileriyle buluşacak.
Geleneksel sergi alanlarının dışında gerçekleşen Bienal mekanları arasında hat ve cilt sanatçısı Emin Barın’ın stüdyosu Barın Han, Mimar Sinan tarafından 16. Yüzyılda yapılmış olan ve 2023’te faaliyete geçmesi beklenen The Çinili Hamam ilk kez bienal için kapılarını açarken, Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi ve İstanbul’un en eski Rum okullarından Merkez Rum Kız Lisesi 17. Bienal edisyonu mekanları arasında yer alıyor.
Birbirinden farklı mekanlarla projelerin bir araya geldiği süreçte yalnızca güncel sanatı izlemek değil, mekanlarla, mahalleyle etkişime geçmek, sorular sormak, düşünmek, konuşmak için alan yaratmak bienalin amaçları arasında yer alıyor. 
Küratöryel seçkisi, yöntemi ve hedefi geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen bienallerden oldukça farklı olan 17. İstanbul Bienali iki ay boyunca şehrin bir çok noktasında izleyicileriyle etkileşime giriyor olacak.
Bienal mekanları, projeler, sanatçılar ve küratöryel çerçeve için detaylı bilgiler İstanbul Kültür Sanat Vakfı websitesinde yer alıyor.